Çocuk için bilgisayar
Teknoloji hayatımızın kaçınılmaz bir parçası haline geldi. Bilgisayar, internet, cep telefonu, televizyon... Bu durum bir yandan hayatımızı kolaylaştırıyor bir yandan da hepimizi birer bağımlı haline getiriyor. Biz büyükler bir nebze olsun farkındalık yaratarak bu etkiden sıyrılmaya çalışıyoruz ama çocuklar, teknolojinin hayatlarını derinden etkilemesine karşı çok savunmasızlar. Çocuğun teknolojiyi çok sık ve uzun sürelerde kullanması en basit etkiyle sosyalleşmesini engelliyor. Bu durum kendine güven eksikliğinden, bağımlılığa kadar birçok kişilik bozukluğunu da beraberinde getiriyor. Özellikle günlük yaşamında kendisini ifade etmekte zorlanan çocuk için bilgisayar utanmadan, sıkılmadan yer alabileceği, tek tuşla her şeye son verebileceği, heyecan verici uçsuz bucaksız bir mecra. Burada kendisini istediği gibi tanıtabilir, tek tık’la bir gruba dahil olabilir, dilediği anda dilediği şey olabilir. Çocuk için bilgisayar dünyayla önemli bir iletişim aracıdır. Çocuğunuz bilgisayar başında chat yapıp oyun oynayarak, internette gezinerek zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyor ve bütün gün başını bilgisayardan kaldırmıyorsa; yemek yemeyi, uyumayı, okula gitmeyi unutuyor veya erteliyorsa; uyku saatleri düzensizleşmeye, ders notları düşmeye başladıysa; arkadaşları ve sizinle geçirdiği zaman eskisine göre azaldıysa; harçlığının tamamını internet kafelerde harcıyorsa, internet kafeye gidebilmek için izniniz olmadan paranızı alıyorsa; kısacası bilgisayar bağımlılığına işaret eden davranışlarda bulunuyorsa, müdahale etmeniz gereken kritik bir noktadasınız demektir. Çocuğun teknoloji ile en uzun bir arada olduğu yer evidir. Bu nedenle anne babalar çocuklarının teknolojiyi nasıl ve ne kadar kullanacağını belirlemede hayati bir sorumluluk taşıyorlar. Çocuk için bilgisayarı bu kadar önemli olmaktan çıkaracak en iyi yol, onunla sürekli iletişim halinde olmaktır. Çocuğun yaptıklarını gözlemlemek –onu engellemek veya yasaklamak için değil ne yaptığını anlamak için- ve sosyalleşmesini sağlayacak etkinlikler hazırlamak gerekir. Çocuğu doğayla iç içe olabileceği yerlere, bir müzeye veya hayvanat bahçesine götürebilir ve teknolojiden uzaklaştırabilirsiniz. Arkadaşlarıyla ev dışında buluşmasını sağlayabilirsiniz. Çocuğa bilgisayar ve TV’siz de mutlu ve rahat olabileceğini göstermek çok faydalı olacaktır. Çocuğun dış dünyaya çıkıp yaşıtlarıyla ve doğayla iç içe vakit geçirmesi, internette bulduğu kendini özgürce ifade etme, yarışma, rekabet, kazanma duygusu gibi duyguları gerçek hayatta yaşamasını ve gerçekle sanal dünya arasında ne kadar büyük bir fark olduğunu anlamasını sağlayacaktır. www.kitapyildizi.com’un kitapları işte bu pedagojik doğrulara bağlı kalınarak hazırlanıyor. Kitaplarda yer alan maceralar çocukları hayatı keşfetmeye çağırıyor. Üstelik bu maceraların merkezinde çocukların kendileri yer alıyor. Çocukların kendi fotoğrafları kullanılarak hazırlanan bu kitapların sayfalarında hem onların hem de yakınlarının isimleri yer alıyor.